ongunluk — is., ğu Ongun olma durumu, mutluluk, bolluk, bereket, feyiz, saadet … Çağatay Osmanlı Sözlük
bereket — is., Ar. bereket 1) Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket. O. V. Kanık 2) hlk. Yağmur Bereket yağıyor. 3) zf. İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı sonucunda Bereket, o sıralarda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
feyiz — is., yzi, Ar. feyż 1) Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket 2) Artma, çoğalma 3) İlerleme, kültürel gelişme, olgunluk Bu hayırlı teşebbüsün doğu vilayetlerimiz gençliğine bahşedeceği feyiz Cumhuriyet hükûmeti için ne mutlu eser olacaktır. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutluluk — is., ğu Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık Kâmuran ın bahçesi ikisi arasında tam bir mutluluk durağı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler mutluluk çubuğu mutluluk tablosu … Çağatay Osmanlı Sözlük
saadet — is., Ar. saˁādet Mutluluk, ongunluk, mut, kut ... gecenin içinde onun parıldayan ela gözlerini görmek öyle bir saadetti ki... R. N. Güntekin Birleşik Sözler saadet asrı saadethane saadet zinciri asrısaadet devrisaadet … Çağatay Osmanlı Sözlük
dekada — <fr. əsli yun.> On günlük zaman ölçüsü; ayın üçdə biri; ongünlük. İncəsənət və ədəbiyyat dekadası. Ayın birinci dekadası … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti